Tarihte laf sokmak

Tarihte laf sokmakla ünlü kişiler, yani tarihe parmak atmış şahsiyetlerden bazıları. Bana mail ile geldi yazının kaynağını bilmiyorum.
1. Churchill, avam kamarasında konuşurken, muhalif partiden bir kadın milletvekili, Churchill'e kızgın kızgın şöyle seslenir:
- "Eğer, karınız olsaydım, kahvenizin içine zehir karıştırırdım."
Churchill, oldukça sakin kadına döner ve lafı yapıştırır:
- "Hanımefendi, eğer karım siz olsaydınız, o kahveyi seve seve içerdim."

2. Sokrates ve eşi bir türlü iyi geçinemezlermiş. Bir gün eşi Sokrates'e verip veriştirmiş, ağzına geleni söylemiş. Bakmış kocası hiç bir tepki göstermiyor; bir kova suyu alıp başından asağı bosaltmış. Sokrates, gayet sakin:
- "Bu kadar gök gürültüsünden sonra bir sağanak zaten bekliyordum" demiş.

3. Tiyatrocu Bernard Shaw ile Başbakan Churchill hiç geçinemez ve sık sık birbirlerini iğnelermiş. Bernard Shaw, bir oyununun ilk gecesine, Churchill'i davet etmiş ve davetiyeye de bir pusula iliştirmiş:
- "Size iki kisilik davetiye gönderiyorum. Bir dostunuzu alıp gelebilirsiniz. Tabii dostunuz varsa." Churchill, hemen cevap göndermiş:
- "Maalesef o gece başka bir yere söz verdiğim için oyununuzu seyretmeye gelemeyeceğim. İkinci gece gelebilirim, tabii oyununuz ikinci gece de oynarsa."

4. Bir gün Eflatun, talebelerinden birini kumar oynarken yakalamış ve şiddetle azarlamış. Talebesi:
- "İyi ama ben çok az bir paraya oynuyordum" diye itiraz edecek olunca Eflatun cevap vermiş:
- "Ben seni kaybettiğin para için değil, kaybettiğin zaman için azarlıyorum."

5. Dünya nimetlerine ehemmiyet vermeyen yasayış ve felsefesiyle ünlü filozof Diyojen, bir gün çok dar bir sokakta zenginliğinden başka hiçbir şeyi olmayan kibirli bir adamla karşılaşır. İkisinden biri kenara çekilmedikçe geçmek mümkün değildir. Mağrur zengin, hor gördüğü filozofa:
- "Ben bir serserinin önünden kenara çekilmem" der. Diyojen, kenara çekilerek gayet sakin su karşılığı verir:
- "Ben çekilirim."

6. Meşhur bir filozofa:
- "Servet ayaklarınızın altında olduğu halde neden bu kadar fakirsiniz?"
diye sorulduğunda:
- "Ona ulaşmak için eğilmek lazım da ondan" demiş.

7. Kulaklarının büyüklüğü ile ünlü Galile' ye hasımlarından biri:
- "Efendim" demiş, "Kulaklarınız, bir insan için biraz büyük değil mi?"
Galile: - "Doğru" demiş, "Benim kulaklarım bir insan için biraz büyük ama, seninkiler bir eşek için fazla küçük sayılmaz mı?"

8. Toplantıda bir genç, Mehmet Akif' i küçük düşürmek ister:
- "Affedersiniz, siz veteriner misiniz?" Mehmet Akif hiç istifini bozmadan söyle yanıtlamış:
- "Evet, bir yeriniz mi ağrıyordu?"

9. Yavuz Sultan Selim, bir çok Osmanlı padişahı gibi sefere çıkacağı yerleri gizli tutarmış. Bir sefer hazırlığında, vezirlerinden biri ısrarla seferin yapılacağı ülkeyi sorunca, Yavuz ona:
- "Sen sır saklamayı bilir misin?" diye sormuş. Vezir:
- "Evet hünkarım, bilirim" dediğinde, Yavuz cevabi yapıştırmış:
- "İyi, ben de bilirim."

10. Bir filozofa sormuşlar: - "Şansa inanır misiniz?" Filozof:
- "Evet, yoksa sevmediğim insanların başarılarını neyle açıklayabilirdim."

11. Sokrat Ölüme mahkum edildiğinde, esi:
Haksız yere öldürülüyorsun, diye ağlamaya başlayınca, Sokrat:
Ne yani, demiş. Birde hakli yere mi öldürülseydim!

12. Bir şemsiye tamircisi, yazmış olduğu şiirleri incelemesi için
Sheaksper'a gönderdiğinde, ünlü yazarın cevabı şu olur:
Dostum siz şemsiye yapın, hep şemsiye yapın, sadece şemsiye yapın..

13. Dostlarından biri, Fransız kralı 15. Lui' ye:
Majesteleri, demiş. Akıl vergisi almayı hiç düşündünüz mü? Hiç kimse
budalalığı kabul etmeyeceğine göre, herkes böyle bir vergiyi seve seve
öder. Kral, alaylı alaylı gülerek: Hakikatten enteresan bir fikir, cevabini vermiş. Bu buluşunuza karşılık, sizi akil vergisinden muaf tutuyorum.

14. Fransa hükümet ricalinden biri Napolyon' un bir muharebede tenkide kalkışıp parmağını harita üzerinde gezdirerek:
Önce şurasını almalıydınız, sonra buradan geçerek ötesini zaptetmeliydiniz, gibi fikirler belirtmeye başlayınca, Napolyon:
Evet, demiş. Onlar parmakla alınabilseydi dediğin gibi yapardım.

15. İdam edilmek üzere olan bir mahkuma:
Diyeceğin bir şey var mi? diye sorduklarında:
Bu bana iyi bir ders oldu!!

16. Sultan Alparslan 27 bin askeriyle Bizans topraklarında ilerlerken, keşfe gönderdiği askerlerden biri huzuruna gelip telaşla:
300 bin kisilik düşman ordusu bize doğru yaklaşıyor, der. Alparslan hiç önemsemeyerek söyle der: Biz de onlara yaklaşıyoruz
Tarihte laf sokmak Tarihte laf sokmak Reviewed by Ömür Yılmaz on 08:27 Rating: 5

Hiç yorum yok :

ads
Blogger tarafından desteklenmektedir.